GÜNDEM

Siirt’te “Soykırıma Lanet Direnişe Selam” yürüyüşü düzenlendi

Siirt Filistin Dayanışma Platformu tarafından “Direnişe Selam Siyonizme Lanet” yürüyüşü düzenlendi.

Hz. Fakirullah Caddesi (Güres Caddesi) Sancaklar Ortaokulu önünde toplanan platform üyeleri sloganlarla 15 Temmuz Demokrasi meydanına kadar yürüyüş yaptı.

1 yılı dolduran İsrail katliamlarını protesto etmek ve 365. gününde Filistin Direnişine destek olmak için düzenlenen yürüyüş Güres Caddesi Sancaklar Ortaokulu önünden başlayarak 15 Temmuz Demokrasi Meydanına kadar yapıldı.

Yürüyüş, ‘Siyonist katiller hesap verecek’, ‘Susma haykır Siyonizm’e hayır’, ‘Gazze halkı yalnız değildir’, ‘Katil İsrail iş birlikçi ABD’ şeklinde atılan sloganlar eşliğinde devam etti.

15 Temmuz Demokrasi meydanına Muhammet Aygan tarafından okunan Kuranı Kerim Tilaveti ile başlayan etkinlik, Memur-Sen Başkanı Murat Şeker’in konuşmasıyla devam etti.

Memur Sen Siirt Şube Başkanı Murat Şeker, burada yaptığı açıklamada, Siyonist İsrail’in, Gazze’de tam 365 gündür soykırım yaptığını ifade ederek dünyanın kör, sağır ve suskun olduğunu söyledi.

Şeker, “Bizzat batılılar tarafından sırtı sıvazlanan Terörist İsrail, bugüne kadar, kadın, bebek, çocuk, yaşlı ve hastanelerde tedavi gören 42 bin canı katletti.” dedi.

“Mazlumun ahı arşa ulaştı”

Şeker, basın açıklamasının devamında şunları kaydetti: “Dünyanın bu suskunluğu çoğu çocuk ve kadın kırk iki binden fazla insanı katleden, hastaneleri, okulları, ibadethaneleri dahi bombalayan soykırımcıyı, kandan beslenen katil sürüsünü cesaretlendiriyor.

Çocukları öldürmeyi itikatlarının gereği sayan devlet görünümlü sapkın terör örgütü emperyalist sistemin koruması altında bölgeyi kan gölüne çeviriyor ve soykırım siyasetini bütün bölgeye yayıyor.

Tarihin hiçbir döneminde ve dünyanın başka hiçbir yerinde katilin, soykırımcının bu kadar desteklendiği başka örnek yoktur! Batılı emperyalist güçler İslam’a ve Müslümanlara olan düşmanlıklarını İsrail denen Siyonist katil çete eliyle gerçekleştiriyor.

Söz konusu Müslümanlar olunca bugüne kadar iddia ettikleri demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi bütün değerlerini çiğnemeleri bundan. Bir düşünün, kendilerinin dışındakilere “insanımsı” diyebilecek kadar insanlıktan çıkmış bir ırkçı bir rejim ve inançla karşı karşıyayız.

Aklın, idrakin ve vicdanın rafa kalktığı bu kör bir inanç emperyalizmin desteği ile dünyayı bir cehennem çukuruna sürüklüyor.

Dilimiz varmıyor ama, hapishanelere doldurdukları masum kardeşlerimize tecavüze varacak kadar ileri giden bir cinnet halini hangi akıl açıklayabilir. Uluslararası sistem ahlaken, fikren, fiilen çöktü… Uluslararası kurumlar çöktü… Daha da kötüsü, insanlık bütün değerleriyle birlikte bu katil rejim ve onu koşulsuz destekleyen emperyal güçler karşısında savunmasız.

Anaların feryatları vicdanları ateşe verdi. Artık, ne söz yetiyor, ne kelam. Her şey gözümüzün önünde oluyor. Gazze’de olanları, Siyonist İsrail’in propaganda aygıtına kanarak “bizden uzakta” diyen aymazlar uyanır mı bilemeyiz ama, biz gerçekleri bir kere daha hatırlatalım.

Tekrar ediyorum! Batılı Başkentlerde alkışlanan katil Netenyahu yönetimindeki Siyonist İsrail, 7 Ekimden bu yana… 17 bini çocuk, 11 bin beş yüzü kadın olmak üzere 42 bin Filistinli masum insanı katletti. Bunlar resmi rakam…

97 binden fazla yaralı, on binlerce kayıp var. Bunlar istatistiki bir rakam değil, bunların her biri insan, her biri kardeşimiz. Bunlar bizim evlatlarımız, annelerimiz, bacılarımız… Bunlar insanın vicdanını kanatan gerçekler.

Okulları, hastaneleri, camileri, kiliseleri bombalarken, insanlığın ortak değerlerini hiçe sayan siyonist rejim, Lübnan’a başlattığı saldırılarla sapkın inancıyla şekillendirdiği arz-ı mev’ud hedefine ulaşmak için bütün bölgeyi ateşe vermeyi planladığını gösterdi. Orada da durmayacaklar, biliyoruz. Ateş yaklaşıyor…

Gazze’de rablerine şikayette bulunan çocukların ahı, insanlığı bulmayacak mı zannediliyordu. Ne demişti o küçük kız… Sizlere hakkımı helal etmiyorum. Ya 8 yaşındayken büyümek zorunda kalan o çocuk…

Ben çocukluğumu yaşayamadım ki demişti! Ama onlar yine de zulme ve katile karşı şerefle, inançla direndiler. Boyun eğmediler. Zillete razı olmaktansa direnmeyi ve şehadeti seçtiler.

Bir tarafta sözde uluslararası hukuk, diğer tarafta 365 gündür ölümü her gün yüzlerce kez yaşayan o çocukların bilge sözleri. Sözde ateşkes çağrılarıyla barış maskesi takan Batı, arka planda kendi değerlerine savaş açmış soykırımcıya silah, para ve siyasi destek verirken, insanlığın onuru Filistinli çocukların, kadınların ve erkeklerin omuzlarında…” ifadelerini kullandı.

“Filistin’de, Gazze’de bunlar olurken…”

Şeker, “Hala dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıyayız. İbrahim anlaşmasının peşinde İsrail’e ve ABD’ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkeleri, maalesef onurumuzu zedeliyorlar. Ama gerçek ortada…

Batı’yı arkasına alan İsrail, bütün bölgeyi ateşe vermeye başladı. Geçen yıl Gazze’de başlayan vahşet ve soykırım bugün Lübnan ve Yemen’e de sıçramış durumda. Bugün Siirt 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda, Filistin halkının haklı mücadelesine ve direnişine destek olmak, Gazze’den sonra Lübnan’a sıçrayan, Yemen’i de hedef alan bu alçakça işgale, katliam ve soykırıma dur demek için buradayız.

Türkiye, uzun zamandır bu uyarıyı yapıyor. Sayın Cumhurbaşkanı’nın geçen haftaki uyarısı bu noktada çok önemli. Bir kere şunun altını net bir şekilde çizelim…

Emperyalist stratejilerle Siyonist İsrail’in arz-ı mevud hedefi birbiriyle örtüşüyor. Doğu Akdeniz’deki savaş gemilerini, katil rejime yapılan silah yardımlarını başka nasıl açıklayabiliriz? Kirli bir oyunla karşı karşıyayız. Onun için tekrar altını çizmekte fayda var:

Türkiye’nin savunması Gazze’den başlar! Lübnan saldırısı, savaşın yeni bir evreye geçtiğini gösteriyor. Batılı başkentlerde ise aynı kalıpta açıklamalar devam ediyor.

Dün komplo denilerek küçümsenen stratejilerin bugün gerçekleştiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Onun için, kimse olayları bizden uzak zannetmesin. Aymazlık ve gaflet sonumuz olur.

Vakit teyakkuz vakti. Vakit Gazze hattına destek olma vakti. Vakit insanlık haysiyetini sahiplenme, vicdanın sesi olma vakti. Vakit kardeşlerimize sahip çıkma vakti.” dedi.

Gazzeli Doktor Hüseyin Atvan’ın konuşmasıyla devam etkinlik, Prof. Dr. Adnan Memduhoğlu’nun duasıyla etkinlik sona erdi.

{ "vars": { "account": "G-4X68F4KLEK" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }